25 Ekim 2015 Pazar

Ac Gozunu Seyret

Yillar gecmis yazmamisim birsey, icimden gelmemis demek ki...

Kimine gore sacma, kimine gore degil; az once yine Olacak O Kadar jenerigiyle karsilastim ve yine bir baska hissettim. Bu sadece Levent Kirca ya da Olacak O Kadar'in basarili olmasi da degil! Bu benim cocuklugum, Persembe geceleri soba ve TV karsisinda ailecek gecirdigim aksamlarim, annemin yaninda uyuyakalisim, babam tarafindan yataga tasinisim...
Hatirladim, cok hatirladim...
Donulmeyecegini, aslinda ne kadar guzel oldugunu, bazi seylerin uzaklastikca daha iyi anlasildigini...
Daha bir cok seyi sadece bir jenerikle hatirladim.
Cok mu yaslandik? Alakasi yok, daha yariya bile gelmedik belki...
Yas isini de gectim, daha 30 degilim, hatta belki gelecek yazimi 30'umdan sonra yazip "Bak yine yillar gecmis" yazacagim ama simdilik bu da burada boyle dursun...

Yani simdi diyeceksiniz ki; "Simdi ne alaka? Ne koydun la kafana?"
Sapka taktim!..


7 Şubat 2012 Salı

Götten Bacak Nedir?

        Türk kızlarının %80'i Götten Bacak'tır. Hatta bunu bir süper kahraman gibi Göttenbacak şeklinde yazabiliriz (en azından duruma olumlu bir yönden de bakmış oluruz.) Çok soruldu, çok konuşuldu. Ben de bu konuya bir açıklık getireyim dedim... Efendim, Götten Bacak nedir? Kimlere Götten Bacak denilir? Götlek insanlar ile bağlantısı var mı? Bunları değerlendireceğiz...
        Biliyorsunuz ki nacizhane ülkemizin güzel kızlarının istatistiksel (benim tarafımdan gayri resmi) değerlendirmesinde, %80'inin Götten Bacak olduğu ortaya çıkmıştır. Götten Bacak demek, boyuyla kilosu hemen hemen aynı olan, kıçı yere yakın, sanki götüyle adım atıyor gibi yürüyen insanlara kullanılan tabirdir. Hani biz bira içeriz göbeğe yağlar birikir ya, bu arkadaşlarda da ne yeseler içseler göte birikiyor... Valla arkadan izle, bacakları belinden başlıyor kızların! Yani Göt ve Bacak bir organ... Yani sağlamasını da yaparsak bu insanlara ne diyormuşuz? Göt + Bacak = Götten Bacak...
        Şimdi bir de bu arkadaşlarımızın bir diğer adı bulunmaktadır. Buna Götlek diyoruz. Biz genelde Götlek kelimesini, gevşek yavşak insanlar için kullanırız değil mi? Aslında öyle değildir. Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki, bu özel kelime asimile olup değişime uğramıştır! Kanıtlarını da sağlamasını yaparak sizlere sunacağım. Bakınız... Göt kelimesini açıklama gereği duysaydım, önce niye yaşadığımı sorgulamam gerekirdi. Burda önemli olan "Lek" kelimesi... Dedim ya, değişime uğramıştır diye! İşte "Lek" de İngilizce'de "bacak" anlamına gelen "Leg" kelimesinden türemiştir. Hemen puzzle oluşuyor ve birleştiriyoruz. Göt + Leg = Götten Bacak! Bak, gördün mü sağlamayla kanıtı? Demek ki neymiş? Götlek ile Götten Bacak aynı şeymiş...
        Şimdi ben bunu neden yazdım? Niçin yazdım? Niye yazdım? Bunları izaha gerek yok! Yolda hergün, en az 10 kere Götten Bacak kız görüyorum. Bir de bakımsızlar... Bakımsız kız, sahte rakıya benzer. Biri psikolojiyi bozar, diğeri mideyi...  Temiz yüzlü bi çocuk olmama rağmen, hergün bu işkenceye katlanmak zorunda kalıyorum.
        Yani diyorum ki, hanni Avruppa Birligi işkenje gahkmıştı?


14 Kasım 2011 Pazartesi

Hani Bakkala Gidiyorum Deyip de Kaybolmak İstersin ya...

    Aynen benim ki de öyle oldu. Bir sabah karar verdim, başka bir sabah uçakta buldum kendimi. Şimdi içinden küfrede küfrede soran olacak, "Evinin yanında bakkal mı yoktu?" diye... Vardı da arkadaş, bu bakkal bi başka be...  Gerçekten bakkala gidip kaybolmadım mı? Evet, kayboldum...
   Arkadaşa sigara alacam diye çıktım, o sırada bi arkadaşım mantı yemeye evine davet etti. Şimdi 1 aydır ev yemeği yüzü görmeyen kim olsa mantıyı tercih eder değil mi? Ben de öyle yaptım... Herşey güzel; mantı, ortam, müzik, deniz, kum, güneş, kızlar... Dönüşte ne oldu? Kayboldum... Ya arkadaş, niye dağ başında eve çıkarsın ki. Sordum soruşturdum, sağa sola başvurdum vuruşturdum, yürüdüm, metroya bindim, tünel kazdım buldum evi ve de sigara diye çıktım, sigarasız döndüm...
    Yani diyorum ki, "Bakkala diye çıkıp kaybolmak istiyorum." demeyin! Gerçekten kaybolursunuz. Belki bu sefer etraftaki insanlar da sizi kurtarmaz. Temiz yüzünüze de güvenmeyin, hani ben de temiz yüzlü bi çocuğum ama...

21 Ocak 2011 Cuma

Hala geçmeyen can dostum, ciğerlerim...

                          Şimdi size hüzünlü bir kısır döngü anlatacağım....
    Soğuk bir kış günüydü. Finallerin bitmesiyle alkollü mekanlarda kutlamalara katılan genç, neyden ne kadar içtiğini veya hangi havaya ne giyerek çıktığını tam olarak bilmiyordu. Eve geldiğinde kafayı vurup direk yatıyordu. Bu 1 oldu, 2 oldu... 3.de çekirgenin yorgun bacakları bu defa sıçramasına yardım edemedi. Gencin sesi kısıldı yavaş yavaş. 3 gün bunu çekti. Travesti olarak anılması için kafasında bir peruk, göğüslerinde ise bir çift portakal eksikti... Derken yavaştan iştah kesilmeye başladı. Gencin midesi herşeyiydi. Onun için hayatın anlamlarından biri, belki de en büyüğü yemek yemekti. Bunun da hüznüyle yataklara düştü. Öksürükler destekledi hüznünü ve hastalığını... Yorgun bedeni gittikçe kötüleşirken, sesi düzeldi. Orjinal sesiyle konuşuyordu, ancak konuşmak için her ağzını açtığında öksürüklere boğuluyordu. Öksürük demek, sırt ağrısı demekti. O kadar ki sert ve derinden... Sonra sırt ağrıları ve öksürükler azaldı. Ama ciğerinin üşüdüğünü, içten içe kendisini zorladığını hissetmeye başlamıştı genç. Dışarıya hasret kalmıştı.
    Bunların üstünden 2 gün geçti. Genç ayaklanmaya başladı. Artık mutluydu, sağlığına kavuşmuştu. Sabah kalktı ve bunu ailesine duyurmak için evinin salonuna gitti. Tam ağzını açtı ki, sesinin en baştaki kadar kötü bir şekilde kısıldığını farketti. Ne yapacağını şaşırmıştı. Artık bunun kısır bir döngü olduğunu ve bundan kurtulamayacağını farketti. Sonunda da kendisine peruk ve portakal aramaya başladı...
    Yani diyorum ki; 2 hafta geçti, bu hastalık geçmedi. Yeter be kardeşim, ben de insanım. Benim de kırlarda koşmaya, kuzularla oynaşmaya hakkım var. Suçum neydi? Temiz de yüzlü bir çocuğum hani...